Elim değil gönlüm yaralı. Yazılarımıza biraz ara vermek zorunda Kaldık baştan anlatalım.Türkiye beyazay derneği 1995 İzmir’de şube açtı. Kira faturalar personel giderleri derken sadece derneğe çalışır durumda olmaya başladık. abilerimiz bu böyle olmaz bir yer satın alalım dediler. Ve basmanede şu an hizmetlerimizi yürüttüğümüz yerdeki binayı satın aldık. Benim büyük faydalarım yok. Sakın benden bilmeyin. Emeği geçen abilerimizden Allah razı olsun. Özellikle eski başkanımız habip güneşin ve ailesinin ve çevresinin faydası çok oldu. Bende ufak tefek angaryalarla uğraştım. Genel merkezimize tapuladık. Derneğimizin önüne sürekli araba koyuyorlar. Rica ettik kavga ettik her yolu denedik olmadı. Bizde 2005 yılında konak belediyesiyle görüştük. Ve bir uzun merdiven yaptırdık. Biraz homurdandılar azıcık itiraz ettiler ama çare etmedi. Sonra komşularımız kuş besliyor. Bir gün baktım odanın birinde sandalye ee ne olmuş derneğe kuş girmiş çatıdan arkadaş giriyor ve kuşu alıyor. Komşular aracı oldu bizde şikâyet etmedik. Kuş sürekli uçtuğu ve çatımıza gelince çocuklar kaçan kuşları alabilmek için çatımıza çıkıyorlar ve kiremitler ve çatı zarar görünce odamız akmaya başladı. Şikâyet ettik konak belediye zabıtası abi mahkeme kararı olmadan adamın evine giremem dedi. Sonra aile büyüklerinden Nuri Yedikardeş gençlerimiz cahil eğer bir daha bizi şikâyet edersen sana zarar verirler öldürürler dedi. Sokağımızda tek yön uygulaması var ama kimse uymuyor. Kaldırımlar işgal edilmiş arabalar park etmiş ve biz yoldan gelip geçerken elimize kolumuz arabalar çarpıyor. Ben konak kaymakamlığına şikâyet ettim. Sokağa araba girişi engellenmeli yâda tek yön uygulansın dedim. Kapan kurun dedim görevli insan haklarına aykırı dedi. Bende bizim elimizi kolumuzu arabaların çiğnemesi insan haklarına uygun mu dedim. Konak belediyesi zabıtası gelmiş kaldırım işgallerine hiç bir şey dememiş sadece manavı kaldırımı işgal ediyorsun diye uyarmış. Milletin dilinde bir dedikodu Salih Arıkan manavı şikâyet etmiş bu laf dalga dalga yayılıyor. Burada zabıtanında olayları çözmek yerine milleti birbirine kızıştırdığını görmüş olduk. Bir akşam Nuri Yedikardeş kapıma dayandı gün görmemiş küfürler hakaretlerle birlikte benim ölmüş anama bir sürü küfür ederek hep sen bizi şikâyet ediyorsun gençlerimiz cahil seni öldürürler diyor. Bende direk sizi şikâyet etmedim desemde adam coşuyor. Duydum ki engelli çocuğu da olan Mustafa pulat komşumuzdur. Bunları mahalleden attıralım diye bunlara fikir vermiş. Onlarda üç dört kişi karar vermişler. Ak partiden arkadaşlar ve muhtar araya girdi. Bende şart koştum bir çatımız yapılacak iki merdivene oturulmayacak. Çatı göstermelik yapıldı. Sonraları Mekkiye Uludağ arkadaşımız bir abi buldu oda çatıyı yaptı.Merdiven konusunda bizide dinlemiyorlar deyip işin içinden çıktı. Neyse biz komşumuzla barıştık. şikayetimizide onlarla ilgili olmamasına rağmen geri çektik. Komşumuzla selamlaşıyoruz hal hatır. Gelelim kavganın koptuğu meseleye. Sizin merdiveninize birileri oturuyor. Sokak serserileri sigara içiyor. Siz buna izin verir misiniz tabiki bizde vermeyiz. Bu sadece biz engelli olduğumuz için savunmasız gördükleri için buna akademide mikro saldırı diyorlar. Toplum kendinden görmediğini dışlar aşağılar ve ötekileştirir. Daha önceleride sürekli olarak merdivene oturdukları için uyardık rica ettik kavga ettik bu ilk değil inşallah son olur. Daha öncede hakarete uğradım ve yumruklandım. Hem de bir bayram gününde. Geçen cumartesi günü yine gençler merdivene oturmuşlar sigara içiyorlar. O arada gürültü yapıyorlar. Daha öncede derneğimizin önünde ateş yakmışlar. Bizde Nuri beyi uyarmıştık. Bende gençler gürültü yapmayın dedim. Biri oradan gençler gürültü yapmayın diye dalga geçti. Bende kızdım bağırdım. Aramızda tartışma çıktı. Biri beni korumaya çalışıyor. Öbürü de vurmaya çalışıyor bende inadına kızdım bağırdım. Çocukta beni yumruklamaya çalışıyor beni zorla içeri sokmaya çalışıyorlar. Sonra camı yumrukladı sanırım o ara ben oraya yaslanıyordum bir kaç yumruk yedim camda elimi kesti. Darp raporu aldım ve şikâyetçi oldum ben özellikle dalga geçilmesine içerledim. İnsanlar kavga eder tartışır sonrada helalleşir mi olabilir ama bir gün sonra gençler derneğin önünde konuşuyorlar hep oralarda demek ki onlar. Aziz eline ne oldu diyor cam kesti. Sonra aziz diyor ki bırakmadınız ki ağzını burnunu kırayım. Demek ki yaptığından gurur duyuyor. Ben bu olayı yazdım neden Akademisyenler görsün. Belediye başkan adayları görsün görsün ki bizlere neler yaşatılıyor el yarası geçer ama gönül yarası geçmez inşallah Rabbimde onlarla dalga geçer. Salih Arıkan, Tel: 0506 514 96 93
Not: Makale koleksiyonum, 2018, 2019, 2020 ve günümüzde yazdığım çalışmalarımı içermektedir. Bu nedenle, eski makalelerimi okurken güncel gelişmelerle tam olarak örtüşmeyen noktalar olabilir. Bu durumun sizi şaşırtmamasını temenni ederim.
© Salih Arıkan Tüm Hakları Saklıdır. Yazılım ve Tasarım Mek Tasarım