Basında çokça sarı şerit haberi okudum. Daha öncede yazdım. Sadece kısaca şunu söylüyorum. Kılavuz çizgi yani halk dilinde sarı şeritler. Tamamen bir getirim kapısı. Belediyelerle belirli firmalar iş yapıyor ve defalarca birileri bu işten zengin oluyor. Bilerek isteyerek ve tasarlanarak adi malzemeden yapılıyor. Belediyeler, Esnaf dan işgaliye alıyor. Aynı parayla belediye sarı çizgi yapıyor. Verdiği işgaliye parasıyla esnaf kılavuz çizginin üzerine eşyalarını koyuyor. Bizim üzerimizden bir kirli tezgâh sürüp gidiyor. Ben sarı çizgiden daha çok İzmir'deki otobüslerde nereye geleceğimi bana haber veren sesli uyarı sistemlerinin çalışmasını istiyorum. Bazılarınında sesi kısılıyor. Sesinin açılmasını istiyorum. Ana caddelerde karşıdan karşıya geçerken sesli sinyalizasyon sistemi olsun. Sarı çizgilerle ilgili iki görüş var. Amerika derki. Sarı çizgiye gerek yok kaldırımlar işgal edilmesin. Rampalar tam olsun. Sarı çizgiye gerek olmaz der. Avrupada sarı çizgiye gerek var der. Ben sarı çizginin olması gerekli olduğu yerler var derim. Örnek çok karışık yerler. Ege üniversitesi gibi büyük kam püsler. İzmir fuar alanı gibi karıştırılan yerler. Ne yazık ki sarı çizgiler olması gereken yerlerde yok. Sadece bazı dümdüz caddelerde var. Bari oda amacına uygun olsa.
Not: Makale koleksiyonum, 2018, 2019, 2020 ve günümüzde yazdığım çalışmalarımı içermektedir. Bu nedenle, eski makalelerimi okurken güncel gelişmelerle tam olarak örtüşmeyen noktalar olabilir. Bu durumun sizi şaşırtmamasını temenni ederim.
© Salih Arıkan Tüm Hakları Saklıdır. Yazılım ve Tasarım Mek Tasarım