Sabah bir heyecanla kalktım. kahvaltımı yaptım duşumu aldım berberde tıraşımı oldum. basmane fuar kapısına geldim. internet sitesinde sekiz dokuz ve onda araba kalkacağı yazılmıştı. fuar kapısına geldiğimde sekizi yedi geçiyordu ve ortalıkta araba görünmüyordu. zaten ilk iki günde sekiz buçuktan önce araba kalkmıyordu. buraya kadar bir sorun yok. belirli bir esneklik olması gerekiyor. ikinci gün beş altı kişi gitmiştik. 8:30'da araba geldi. arabaya bindik. görevli dokuzda hareket edeceklerini söyledi. çağdaş belediyecilik örneği siteye sekiz dokuz on yaz sekizde enayiler gelip dikilsin dokuzda arabayı kaldır. iki gurubu birleştir. neyse ki onda kaldırmadılar. buna da şükür. ölümü gösterip sıtmaya razı olanlardan olduk. fuar girişine geldik bir görevli bizi karşıladı. bizde ilk ve ikinci gün akşam beş dönüşü servisinin gelmediğini söyledik. adamda geldiğini iddia etti. hehe siz salaksınız durakta bekleseniz de bazı arkadaşlar altıya kadarda beklese servis onlara göre gelmiş ama mağdur olan beşte servis gelecek vadine kanan garibanlar olmuştur. sermayesi yalan olanlardan tiksiniyorum. şunu diyebilirsin. affedersiniz bir aksaklık oldu o zaman ne diyelim olur böyle şeyler. asansöre bindik. görevli o kadar pişkin ki muharrem incenin adamları geldi yaşasın Muharrem ince demez mi yahu böyle adamları belediye görevlisi değil de müzeye koymak lazım. standa geldim. sağ olsun üç gün boyunca gelişlerimde bana eşlik eden Figen hanıma teşekkür ederim. ben her halde cumartesi günü arkadaşlarım beni yalnız bırakmaz. öyle ya hafta içi çoğu çalışıyor. valizime su ve elma koydum . standımda peçete ıslak mendilde var. dostlarım yada dost bildiklerim gelir ve iki laf ederiz. üçüncü gün birinci ve ikinci günden daha azdı katılımcı. benim üzüldüğüm. belediyeyi beğenmeyebilirsiniz eleştirebilirsiniz. özelikle işsiz arkadaşların azlığı engellilerin çözülmesi gereken farklı öncelikli dertlerinin olduğu tezini güçlendirdi. gelen arkadaşlarla sohbet ettik. kabartma yazıyı tanıttık. hediye kitaplarımızı verdik. son gün kabartma kart vizitlerimide dağıttım. neden dağıttım. belediyeler ve diğer kurumlar dileyen görmeyenlere faturalarını kabartma olarak verebilir. kart vizitte bir yanı kabartma ve mürekkep baskılı. kartı alan görende görmeyende okuyabilecek. görmeyen şunu birine okutayım derdine düşmeyecek. ilaç kutularının tümü etiketlerin hepsi kabartma işaretlerle yazılarla dolsa bunlarda zorunlu olsa harika olur. öğle yemeğine çıktım. öğle yemeğinde bir gurup arkadaşla sohbet ettik. kemal abiyle güzel bir sohbetimiz oldu. sonra masamıza beni standa ziyaret eden arzu yıldızda geldi. bir iki sohbet. standa geri geldim. çok fazla arkadaş gelmedi. gelenlerle sohbet ettik. adamın sosyal medyada 1500 takipçisi varmış. ölmüş cenazesine beş kişi gelmiş. benimkide o hesap hiç bir üyemiz ve gönüllümüz ziyaretime gelmedi. ben servisten dolayı erken ayrıldım. üçe çeyrek kala servis var dediler. benden sonra Ensar Vakfından Yakup Eker ağabey gelmiş kendisine teşekkür ederim. ben aslında 16'ya kadar duracaktım. ama pankart ve afişin sökülmesi ve bir sürü eşyam vardı. o yüzden yardımcı olanda olmayınca buca engelliler derneğinden Yusuf standın toplanmasına yardımcı oldu. tam hazırlandım gidiyordum. Karabağlar belediyesinden irfan yardımcı oldu. hatta bez afiş ve pankartı unutmuşum gittik aldık. servise bindik bir oh çektim. çünkü kocaman sırt çantam pankart ve afiş ve bez afiş vardı. arabada Arkadaşlarla sohbet ederken su isteyen var mı dedim. suları dağıttım. bu arada Şebnem Oktay'la konuşurken bir şey öğrendim. katılım sertifikası sordu bende kendiminkini verdim resmini çekti. bende bundan sonra tüm katılım sertifikalarımın resmini çekip sosyal medya ve blog sayfalarıma yükleyeceğim.basmanede indim. taksiye bindim eşyalarla kolay giderim diye. mesafe kısa aslında fiyatta on lira meğer adam karşı yakadan yolcu almış bizde sormadan o taksiye binmişiz. lütfen durak dışındaki taksilere eyvallah etmeyin. adam önce iki çeşmeliğe yöneldi kaza varmış. geri çevirdiler. orada burada dolandı durdu. sonra kuşlu caminin etrafında tavaf etmeye başladı . caminin karşısındaki agoraya giden tek yön var dedim.adam caminin etrafındaki sokakları tavaf ediyor. biriyle telefonda konuşurken 40 Lira eksiğim var oda olunca günü tamamlayacağım dedi.Ben cebime belirli bir para ayırmıştım.Görmeyenlere de tavsiye ederim. tüm paranızı aynı yere yada aynı cebe koymayın tümü düşer çalınır yada farklı sorunlar çıkar. cebime ayırdığım paradan bir miktar vereceğim diye karar verdim. fazla isteseydi vermeyecektim. istediğim yerde indirmeseydi bir kuruş vermeyecektim. en sonunda derneği buldu. yirmi lira aldı. aslında on lira ama tartışacak kadar ne gücüm ne zamanım vardı dedim. kefen parası doktor ilaç parası olsun.üç günü geçirmiş olduk. bana orada destek olan görevlilere ziyaret eden arkadaşlarıma teşekkür ederim.Salih Arıkan,Tel: 0506 514 96 93
Not: Makale koleksiyonum, 2018, 2019, 2020 ve günümüzde yazdığım çalışmalarımı içermektedir. Bu nedenle, eski makalelerimi okurken güncel gelişmelerle tam olarak örtüşmeyen noktalar olabilir. Bu durumun sizi şaşırtmamasını temenni ederim.
© Salih Arıkan Tüm Hakları Saklıdır. Yazılım ve Tasarım Mek Tasarım