Dün yolda yürüyorum. Birisi beni sağa çeker, bir başkası sola çeker. "Sağa git, sola git" derken gideceğim yere değil, başka bir yola girdim. Yani yolu uzattım.
Lütfen, görmeyen birisi sizden yardım isterse ancak o zaman yardımcı olun. En azından, "Yardımcı olmamızı ister misiniz?" diye sormanız yeterli. Neyse, yolda yürümeye devam ettim. Önüme bir bisiklet koymuşlar. Birisi de Allah rızası için şu kaldırıma bu bisikleti koymamalarını söylemiş olsa, ne güzel olurdu.
Ama yöntem hep aynı: Adam başladı elbisemden çekiştirmeye. Kendisine kibarca "Lütfen elinizi çeker misiniz?" dedim. Adam da "Bisiklet var," dedi. Yine sakin bir şekilde "Lütfen elinizi çeker misiniz?" diye tekrarladım. Adam ise "İyilik de yaramıyor," dedi. Bunun üzerine "Sizden iyilik isteyen mi oldu?" dedim. Adam homurdanmaya başladı. Ben de ağzımı açtım. Doğru değil biliyorum ama...
Evet, bizim de iyi ve kötü günlerimiz var. Arka arkaya gelen olaylar bazen sinirimizi bozuyor. Demirden değiliz, insanız sonuçta. Doğru hareket etmek, insanları kazanmak gerekir. Ama hep iyi olan, iyi olması gereken biz mi olacağız?
İnsanın günü gününe uymuyor. Bir de şunu fark ettim: Biz ne dersek diyelim, ne yaparsak yapalım, aciz görülüyoruz. Onlar ise kendi gündemlerine odaklanıyorlar. Belki en iyisi, Zekeriya orucuna niyetlenip susmak. Ama her zaman bu mümkün olmuyor.
Salih ARIKAN
Tel: 0506 514 96 93
Not: Makale koleksiyonum, 2018, 2019, 2020 ve günümüzde yazdığım çalışmalarımı içermektedir. Bu nedenle, eski makalelerimi okurken güncel gelişmelerle tam olarak örtüşmeyen noktalar olabilir. Bu durumun sizi şaşırtmamasını temenni ederim.
© Salih Arıkan Tüm Hakları Saklıdır. Yazılım ve Tasarım Mek Tasarım