Dokuz Eylül Üniversitesinden Gençlerle etkinliklerimiz Cumartesi bitiyor. Yarın görme engelli ve yaşlı bir çifti evinde ziyaret edeceğiz. Cumartesi günüde Düğün Dernek Filmini biz görmeyenler sesli betimlemeli görenlerde ekrandan seyredecek ve Filmi tartışacağız. Biz bunu neden yapıyoruz.Yöntemlerimiz farklı amaçlarımız aynı. Bir görmeyen braill yazıdan yâda e-kitap sesli kitaptan kitabını okur. Görenlerde mürekkep yazıdan okur. Ve o kitabı farklı yöntemlerle de olsa hepimiz okumuş oluruz. Biz bir filmi sesli betimlemeli izleriz sizde ekrandan izlersiniz ve tartışırız. Hayatı paylaşırız. Ön yargıları aşarız. Ama bizim görmeyen arkadaşlar yeterince katılım göstermiyorlar. Olabilir saygı duyarım. Bu gençler farklı yerlerde çalışacak. Bir engeliyle karşılaştıklarında nasıl davranacaklarını bilir ve doğru iletişim kurarsa bizim için kazanım olur. Ama siz faaliyetlere katılmayan arkadaşlar. Bankaya ve notere giden görmeyen şahit istendiğinde o zaman niye bunlar değişmiyor derse o zaman aradaki tanımamaktan kaynaklı uçurumu nasıl çözecek. Evet, yasal haklarımız var. Onları devlet ve özel sektör uygulaması gerekir. Ama seni tanırsa senin hayatına dokunursa. Seninle bir teması olursa tutumları daha farklı olur. Ben cumartesi günü ön yargıların bizi nasıl ötekileştirdiğini anlatmaya çalıştım. Nasıl yalnızlaştırdığını anlattım. Öğrenciler bu kadar değildir dediler. Onlara hak veriyorum. Evet, tabiî ki herkes aynı değil ama yok saymalar görmezden gelme anlayışları da çok yaygın. Bilinmeyene karşı korku ve çekingenlik var. Biz bunları aşalım istedik. Eski bir dernekçi arkadaşım şöyle diyor. İnsanlar işinin görüldüğüne bakıyor maalesef çok haklı tabiî ki biz arkadaşlarımıza danışmanlık yapacağız bilgisayarlarına ve telefonlarına programlar kuracağız ama sadece bizi ihtiyacınız olduğunda arar ve sadece iş odaklı düşünürseniz biz bu işleri hangi motivasyonla yapacağız. Bence birbirimize dert ortağı olmamız gerekir. Dernekler çok itibar kaybetti evet. Ama şu an derneklerimizden başka örgütlenme ve ortak yaşam alanlarımız yok. Derneklerimizin güç kaybetmesi hepimizi üzmeli ve gerekirse herkes müdahil olmalı. Sürece dâhil olmalı. Benim sekiz mayısta kaldırım işgaline itiraz edip dövüldüğüm mahkemem var. Biliyorum çok az kişi destek verecek. Ben sadece yediğim yumruklarla hakaretlerle kalacağım. Kör olmasaydın sana neler yapardık yâda Allah bilmişte kör etmiş küfürlerini mahkemede cezalandıramayacağım. Ama unutmayın bu gün bana yarın size. Hele memur olanlar geri çekilenler çok yanlış yapıyorsunuz. Ben banka değişikliğinde bile zorlandım sizde zorlanacaksınız. Karakolda bile şahitle işlem yapmak istediler itiraz ettim. Derneğin faturalarını değiştirirken şahit istediler itiraz ettim. Bankalarda noterlerde hep şahit istiyorlar. Cumartesi günkü etkinliğimiz derneğimizde saat 13.00’da bekleriz. Belki bir kişinin kafasında bile bir ön yargıyı değiştirirsek kazanım olur diyorum. Ben tek başıma da olsa etkinliklere devam edeceğim.
Not: Makale koleksiyonum, 2018, 2019, 2020 ve günümüzde yazdığım çalışmalarımı içermektedir. Bu nedenle, eski makalelerimi okurken güncel gelişmelerle tam olarak örtüşmeyen noktalar olabilir. Bu durumun sizi şaşırtmamasını temenni ederim.
© Salih Arıkan Tüm Hakları Saklıdır. Yazılım ve Tasarım Mek Tasarım